31 Aralık 2015 Perşembe

He-Man

Ben de aşık olabilirdim Eros gibi
Savaşa bilirdim inandığım şeyler uğruna
Dalgalara karşı poseidon gibi
Dar durmasaydı hayat
Ölüme koşabilirdim
Belki bir, belki bin sevgili ile,
Tanrı olmak kolay değil dedi,
Tanrı olanlar,
Tanrı olmak için kul olmak gerekirmiş ilk,
Ve kul olmak kadar kolay bir iş yokmuş,
Bir kez tanrı oldun mu,
Daima şaşırtman gerekir kullarını,
Dedi ve duraksadı tanrı,
Tanrı olmak zor bir şey olmasa gerek,
Yoksullukla terbiye etmek,
Ateş ile korkutmak
Ve bin mutsuzluk sunup,
Bir mutlulukla idare etmeyi öğretmek,
Sonra,
Sonrası bulutların üstüne yer etmek,
Derler ki tanrı dünyayı 6 günde yarattı
7’nci gün dinlendi,
Peki sizce ne kadar iyi yapmış?
Eğer tanrı ben olsaydım,
Kanı çay yapardım,
Kelle paçayı kaldırır,
Şalgamı içki,
İçkiyi göz yaşı yapar,
Paçalı donu yasaklar,
Politikayı petibör büskivi yapar,
Siyaseti çaya banardım,
Yaratılanları yoktan var etmezdim,
Çünkü yoktan gelen yok’a gider,
Belki bir şarkının,
Yada bir dansın figüründe yaratır,
Varoluşundan önceki de her şeyi sunardım,
Bizler doğduk,
Dinledik,
Aktardık,
Sadece söylenenleri biriktirdik,
Bazen kelimelerin yerlerini değiştirip farklı şeyler söyledik,
Ama yine aynı kelimelerle,
Poseidon’u görmedim ne denizde nede kıyıda,
Eros’u da, aşkını da,
Zaten aşk dediğin sadece karın ağrısı ve kalp sıkışmasından başka ne,
İstemek, elde etmekten başka bir şey değil.
Kim verebilir bana karahindibağın doğuşunu,
Yada yusufçuk kuşunun sevişme çığlığını,
Bok böceğinin yuvarladığı kürenin zevkini kim sunabilir.
Doğacağımı bilsen tekrardan,
Sinek kuşu olarak dönmek isterdim,

Bakardım bulutlara o zaman tanrılar gerçekten oturuyor mu?

Yalnız ölmek çok koyuyor be adama.

Sabahları güzelleştirelim!
Gün doğmadan,
Veya doğarken!
Gölgesiz güneş altında!

Bir tavşan niyetine yazılmış gibi hayallerimiz.
Bir sakız falına,
Bir sokak duvarına.

Böbrek taşını taş yutmadan oluştuğuna inandığımız gibi!

Bizi de seven olacak mı
Kendini cama vuran sinek gibi
Belki delice
Belki alışkanlıkla

Yalnız ölmek çok koyuyor be adama.

Yasadışı vitamin

insan ömrü, bir şarkı kadardır derler.
Ve bu şarkıyı ölmeden hemen önce dinlerlermiş..
Bu sebepten müzik dinlemeyi bırakan insanlar bile olmuş zamanında,
ölümsüz olma çabasında olan ahmaklar sürüsü, hep olağan çevremizde.
Ölmediğin sürece yaşamanın cazip bir yanı yoktur.
Günah diye yasaklanan,
ve hamile kalma, bırakma korkusu ile şevişmek gibi.
ölmek gibi şeyler yaşamayı hoş kılar.
Eğer yasadışı olsaydı,
kendimize c vitamini bile enjekte ederdik.